Pazartesi, Ekim 10, 2011

ANAYASA İLE UYUTMAK

http://www.ilk-kursun.com/haber/83737
-------------------





Suay Karaman



Siyasi iktidar yeni anayasa yapmak için düğmeye bastı. Muhalefet partileri, bütün çekincelere karşılık, “uzlaşma komisyonu” denilen uyutma mekanizmasına üye verdiler. Sanki uzlaşma komisyonunda kabul edilecek olan taslak, meclis genel kurulunda AKP’nin oylarıyla değişikliğe uğramayacak gibi. Buna sadece saflık adı verilirse, olayın özünü iyi analiz edememiş oluruz.



Siyasi iktidar, dokuz yıldır ülkemizi yönetmektedir. Açlık, yoksulluk, işsizlik, vurgun, yolsuzluk, terör, hukuksuzluk, demokrasi dışı tutum ve davranışlar alıp başını gitmektedir. Bütün bunlar ortadayken, AKP zihniyetinin çağdaş bir anayasa yapacağına inanmak için sadece saf olmak değil, aynı zamanda emperyalizmin maşası olmak da gerekir.



Bütün siyasetini yeni bir anayasa yapmak üzerine kuran siyasi iktidar, madem bu kadar hevesliydi, neden 12 Eylül 2010 tarihindeki halk oylamasında, daha köklü bir değişiklikte bulunmadı? Muhalefet partileri bunu sorgulamadan ve AKP’nin dokuz yılda ülkemizi getirdiği durumu görmemezlikten gelerek, “uzlaşma komisyonu”na üye vermek için yarışmaktadırlar.



TBMM Başkanı hukukçu akademisyenleri toplayarak, yeni anayasa konusunda herkesin hem fikir olduğunu söylemiştir. Ancak o toplantıda Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Meltem Dikmen-Caniklioğlu tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kurucu meclis olarak bir anayasa yapamayacağı, eğer yaparsa meşruiyet sorununun gündemden hiç eksilmeyeceği söylenmiş olmasına karşılık, bunun gibi muhalif yorumlar kamuoyuna duyurulmamıştır. Son günlerde yapılanların hepsi yeni anayasa hazırlıkları için planlıdır, amaç dikkatleri başka yönlere çekmek, böylece toplumun, yeni anayasa tuzağı ile ilgisini kesmektir. Başbakan, Alman vakıflarının CHP’li belediyeler üzerinden PKK terör örgütüne para aktardığını ortaya attı. Madem böyle bir iddiayı biliyordu da, neden gereğini yapmadı bugüne kadar? Hangi CHP’li belediye, hangi Alman vakfından ne kadar para aldı ve PKK terör örgütüne ne kadar para aktardı? Eğer bunlar biliniyorsa, neden adalete başvurulmadığı nasıl açıklanabilir? Sahte ve yalan belgelerle, birçok subayı, akademisyeni, gazeteciyi zindanlarda çürütürken, siyasi iktidarın bildiği bu iş için neden gereği yapılmadı?



CHP’li belediyelere sık sık baskınlar düzenlenerek, yandaş medyada bu konuda yandaş ve yanlış haberler yayınlanarak, dikkatleri başka yöne çekmek istemektedirler. Siyasi iktidarın PKK terör örgütü ile görüşmesinin ardında, artan terör olaylarının, yeni anayasa yapım sürecine destek olarak algılanması da bulunmaktadır. Özellikle başbakan birbiri ardına yurt dışı gezilere gitmektedir. ABD dönüşü, Makedonya’ya bir üniversite açılışı için gitmiş, ardından Güney Afrika Cumhuriyeti gezisine katılmıştır. Bu gezilerin amaçları nelerdir ve amaçlar hedeflerine ulaşabilmiş midir? Dış politikayı yürütmekle ilgili Dışişleri Bakanlığı dururken, başbakanın ısrarcı şekilde dış politika uygulamalarının içinde yer alması anlaşılır gibi değildir. Ülkemizin dağ gibi sorunları dururken, yurtdışında başkalarına akıl vermek, nasıl bir siyasettir? Başbakanın, Kemal Kılıçdaroğlu ile Devlet Bahçeli’ye açtığı davalardan vazgeçmesi de, yeni anayasa için yapılan uzlaşmaya bir ödül olarak algılanmalıdır.



CHP’nin yeni anayasa için oluşturulan komisyona ismi bildirilen Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum, yeni anayasa yapımı konusunda Türk toplumunun en büyük sıkıntısının, bölünmüş yapı olduğunu ve birbirine güvenmeyen katmanlar bulunduğunu belirterek, “sürece güvenirsek bu iş çabuk biter” diyerek, kişiliğini ve kimlere hizmet ettiğini açıklamıştır. MHP’nin yeni anayasa için oluşturulan komisyona ismi bildirilen Konya Milletvekili Faruk Bal, 12 Eylül darbe anayasasının mağdur camiası olarak, özgürlük alanlarını genişleten bir anayasa için katkı vereceklerini açıklamıştır. Dokuz yıldır yaptıkları sivil darbe ile ülkeyi ne hale getirdiği görülen bu iktidara güvenmeyi söyleyenler, yargının siyasi iktidara bağlandığı bir dönemde özgürlük alanlarının genişletilmesinden söz edenler gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içindedirler.



Yeni anayasa aldatmacası ile, ileri demokrasi kandırmacası ile, bile bile ülkemizi karanlıklara götürmek isteyenlere, bunlara destek verenlere toplum olarak demokratik tepkilerimizi vermenin zamanı gelmiştir.




İlk Kurşun Gazetesi, 10 Ekim 2011.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

"Bütün insanlar, bir toplumsal vücudun organlarıdır ve bu sebeple birbirine bağlıdır. "
Mustafa Kemal Atatürk