Cumartesi, Ekim 08, 2011

MERT BİR SES ARIYORUM!!..

Ülkemiz adım adım bir savaşa ve sonrasında da bir iç çatışmaya sürükleniyor. Abarttığımızı düşünenler ve bizim sözlerimize inanmayanlar, Dış İşleri Bakanı Davutoğlu’nun 32 inci Gün adlı programda söylediklerini lütfen bir daha dinlesinler.
Bakan Davutoğlu, Suriye’deki iç karışıklığın Türkiye için bir tehdit oluşturduğu durumda “Savaş” dahil olmak üzere her senaryoya hazırlıklı olduklarını açıkça söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı, 3-4 ay evvel ortak Bakanlar Kurulu toplantısı yaptığımız komşumuz Suriye ile savaşabileceğimizi televizyonda, üstelik canlı yayında söyleyebiliyor!...

Bu gelişmeler üzerine Suriye Devlet Başkanı Esad; “Bana, ‘Türkiye ile ne oldu da böyle oldunuz’ diye soruyorlar. Ben değişmedim. Türkiye Başbakan’ı değişti. Bunu ona sorun. Benim kanaatim Türkiye-Suriye dostluğunu ABD istemedi. Ne Tunus, ne Libya, ne de Suriye’de dertleri demokrasi.
Asıl mesele kaynaklarımızı kontrol etmek. Türkiye’den gelenler Obama’nın sözcüsü gibi davranıyorlar. Oysa ABD’nin Şam’da zaten Büyükelçisi var.
Her adımı atarım ama din eksenli, şeriat partilerine izin vermem. Türkiye’nin Müslüman Kardeşler Örgütünün hamisi gibi davranması bizi üzüyor” diye konuştu..

Lübnan eski Bakanlarından Wiam Wahhab televizyon programında şu sözleri söyleyebiliyor;
“Türkiye Başbakanı karpuz satıcısı gibi sürekli bağırıyor. Size, Suriye’nin ve çevrenin kararını bildiriyorum. Eğer Türkiye, Suriye’ye 1 adım girerse, 100 Bin füze Türkiye Başbakanının kafasına düşer!...”

Bugünkü iletişim çağında, artık hiçbir şey gizli kalmıyor. Siz başka türlü anlatsanız da, çeşitli kanallardan gelen aykırı sesler kafaları karıştırıyor. Hele, suçlamalara resmi ağızlarca tatmin edici cevaplar verilmeyince, kimin doğru konuşmadığı çok çabuk ortaya çıkıyor.

Suriye Devlet Başkanı Esad, Başbakan Erdoğan’a Amerika’nın taşeronu olmak gibi çok ciddi bir suçlama yöneltti. Elbette ki kimse buna inanmak istemez. Bu konuda Dışişleri Bakanına sorulan bir soruya Bakan şöyle cevap verdi;
“İhale Türkiye’nin üstüne kaldı diyorlar. Bize kimse ne yapacağımızı söyleyemez. İhale zaten bizde idi…”
O zaman şu soruyu sormak bizim en doğal hakkımızdır; “Madem ki ihale bizde idi, madem ki çevremizdeki Müslüman Halkları korumak ve kollamak bizim işimizdi, niçin aynı korumayı Irak’ta yapmadık? Irak’ta katledilen milyona yakın insan, tecavüze uğrayan on binlerce kadın, evinden barkından olan milyonlarca insan Müslüman değil miydi?

Bir başka soru da şu olmalı; Madem ki Esad yönetimi Suriye halkını eziyor, öldürüyor, zulmediyor idi, Suriye’deki Baas Yönetimi, kendi halkının üzerine ateş emri verebiliyordu, Başbakan Erdoğan tüm bunları bilmeden mi, Esad ile aylar önce kardeş oldu? Türkiye olarak, komşumuz ile ilgili bu kadar köklü bir politika değişikliğini nasıl yapabiliyoruz. Kardeşlikten, düşmanlığa…
Hangisi doğru, kardeşlik mi düşmanlık mı? Çünkü ikisini de 3-4 ay ara ile biz yaptık. Dış Politikada bu kadar mı öngörüsüzüz?..

Bu sapmalar, bu ikili davranışlar Türkiye gibi binlerce yıllık devlet tecrübesine sahip bir ülkeye yakışmıyor. Türk Milleti asırlardır bu topraklarda başı dik olarak yaşadı. Cumhuriyetimizin kurucusu büyük Atatürk’ün “Yurtta Barış- Dünyada Barış” ilkesini 88 yıl koruduk ta, şimdi hangi gerekçeyle komşularımızla boğaz boğaza kavga edeceğiz?

Başbakan Erdoğan bu konuda Türk Milletine doyurucu bir açıklama yapmıyor.
Bu yüzen AKP Milletvekilleri içinden “Mert bir ses arıyorum.” AKP’nin toplam Milletvekili sayısı 326. Başbakan ve Dışişleri Bakanı hariç 324 kişi var.
Dışişleri Bakanı BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a bu konuda bilgi verdiğine göre, herhalde kendi milletvekillerini de bilgilendirmiştir. Bu konuda bilgisi olan milletvekillerinden “Mert” olan birinin Türk Milletine bilgi vermesini istiyorum. Bilmiyorlarsa, öğrenmeleri için Başbakan’a soru sormaları gerekir. Ne dersiniz, AKP içinde böyle mert bir ses var mıdır?...

İki gündür Suriye üzerine yazıp, gündemde tutmaya çalışıyorum. Çünkü bu konu ülkemizin, çocuklarımızın geleceği için çok önemlidir. Eğer AKP, bu konuda Türk Milletine doğruları anlatmaz ve bir oldu bittiye getirmeye kalkarsa, Başbakan ve Dışişleri Bakanı beraberce eski kardeşleri Esad ile savaşsınlar. Dün kardeş olan onlardı, bugün düşman olan yine onlar !...

Sağlık ve başarı dileklerimle 08 Ekim 2011

RİFAT SERDAROĞLU
rifatserdaroglu@gmail.com
twitter.com/rifatserdaroglu
0 532 211 00 11

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

"Bütün insanlar, bir toplumsal vücudun organlarıdır ve bu sebeple birbirine bağlıdır. "
Mustafa Kemal Atatürk